Alanya

Alanya
Alanya gece başka güzel

28 Mart 2015 Cumartesi

Yaz sezonu başlıyor..


2015 Yaz Sezonu Başlıyor:

Yaz sezonun başladığı şu günlerde tüm otelciler ve esnaflar son hazırlıklarını yaparken, her sezon olduğu gibi yine kriz söylentilerini oldukça sık duymaya başladık.Fakat durum bu kez biraz ciddi: Rusyada olan ekonomik kriz ve savaş ortamı maalesef Alanya yı oldukça yakından ilgilendiren bir konu. Peki Rusların ilgisini çekmeye çalışan bu kadar destinasyonun olduğu bir ortamda Alanya bu konuyla ilgili neler yapıyor? Sadece otelcilerin fiyat indirimine girmesi bu krizin atlatılmasında yeterli olacakmı? İyi senaryolarla bir milyon turist kaybı yaşanacağı öngörülmekte peki Rusya krizini fırsat olarak gören diğer pazar acenteleri bu kaybı telafi edebilecekmi? Bunlar maalesef henüz cevaplanamayan sorular. Cevaplanabilecek tek soru, her krizden en fazla etkilenen bölge olan alanya bu krizide mutlaka atlatacaktır. Fakat ne kadar kayıpla atlatılacak bekleyip görmek gerekir. Bu belkide birçok otelcinin ve esnafın sonu olacaktır. Eğer gerekli adımlar ivedilikle atılmazsa çok ciddi sonuçlar ortaya çıkacaktır.   

24 Mart 2015 Salı

Alanyanın Güzellikleri

Alanya Kalesi:






Alanya Kalesi, Alanya'nın simgelerinden en önemlisi olan kale. Denizden 250 metreye kadar yükselen yarımada üzerinde bulunur. Surlarının uzunluğu 6.5 kilometreyi bulur.
Kandeleri adıyla da bilinen Alanya yarımadasındaki yerleşim, Helenistik döneme kadar inmekle birlikte günümüze kalan tarihi dokusu 13. yüzyıl Selçuklu eseridir. Kale, 1221 yılında kenti alıp yeniden inşa ettiren Selçuklu Sultanı I.Alaeddin Keykubad tarafından yaptırılmıştır. Kalenin 83 kulesi ve 140 burcu vardır. Ortaçağda surların içine yerleşmiş kentin su gereksinimi sağlamak üzere 1200'e yakın sarnıç yapılmıştır. Sarnıçların bir kısmı günümüzde de kullanılmaktadır. Surlar, planlı bir şekilde Ehmedek, İçkale, Adam Atacağı, Cilvarda burnu üstü, Arap Evliyası Basırcu ve Esat Burcu'nu inerek Tophane ve Tersane'yi geçip Kızılkule'de son bulacak şekilde inşa edilmiştir.
Yarımadanın zirvesinde açık alan müzesi olarak değerlendirilen İçkale bulunmaktadır. Sultan Alaeddin Keykubad sarayını burada yaptırmıştır. Kalede yerleşim günümüzde de sürmektedir. Taşıt trafiğine açıktır. Yürüyerek ise yaklaşık 1 saatte çıkılabilir. 


Kızıl Kule:





Kızıl Kule, Alanya Limanı'ndadır. Kentin sembolü olan sekizgen planlı yapı 13. Yüzyıl Selçuklu eseridir. 1226 yılında Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Kuykubad tarafından Sinop Kalesi'ni yapan Halepli yapı ustası Ebu Ali Reha el Kettani'ye yaptırılmıştır.
İnşaat sırasında belli bir yükseklikten sonra taş blokları kaldırmak güç olduğu için üst kısmı pişmiş kırmızı tuğlalarla yapılmış ve bu nedenle Kızılkule adını almıştır. Kule duvarlarında antik çağdan kalma mermer bloklar görülmektedir. Sekizgen planlı ve her bir duvarı 12.5 metre genişliğinde olan kulenin yüksekliği 33 metre, çapı 29 metredir. İçinde zemin dahil beş kat vardır. Kulenin üstüne yüksek aralıklı ve 85 basamaklı taş merdivenle çıkılır. Kulenin tepeden aldığı güneş ışığı birinci kata kadar ulaşır. Kulenin ortasında bir sarnıç bulunur.
Kulenin sağlamlığını arttırmak için harcında yumurta akı kullanılmıştır. Kırmızı rengini veren ise dış yüzeyine sürülmüş olan yumurta sarısıdır.

Kule denizden gelecek saldırılara karşı limanı ve tersaneyi korumak amacıyla yapılmış ve yüzyıllar boyunca askeri amaçla kullanılmıştır. 1950'li yıllarda onarılan kule 1979 yılında ziyarete açılarak birinci katı Alanya Etnografya Müzesi'ne dönüştürülmüştür.

Damlataş Mağarası:




Her yıl binlerce turistin ziyaret ettiği Damkataş Mağarası:1948 yılında liman inşaatında kullanılmak üzere dinamitle taş çıkarılırken tesadüfen keşfedilen Damlataş Mağarası, Türkiye'nin turizme açılan ilk mağarası olarak biliniyor. 30 metre uzunluğunda ve 200 metrekarelik alanı kaplayan mağaradaki sarkıt ve dikitlerin M.Ö. 20-15 bin yılları arasında meydana geldiği sanılıyor. Sarkıtlardan yılın hemen her zamanı su damlaması nedeniyle mağara adını bu özelliğinden alıyor. Damlataş Mağarası'nın 760 milimetre hava basıncı, yaz-kış 22 derece olan sabit sıcaklığı, yüzde 95 nem oranı, karbondioksit, azot ve oksijen miktarı özellikle astım hastaları için uygun bir ortam oluşturuyor. Alanyaya gelince mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında geliyor.

Dim Mağarası:




Dim Mağarası, Alanya'nın doğusunda, 1691 m. yüksekliğindeki Cebereis dağı'nın batı yamacında bulunur. Dim Mağarası otoparkının hemen ön kısmında, 232 m. aşağıda piknik alanı olarak kullanılan, tabanı çınar ağaçları, yamaçları çam ormanları ile kaplı bulunan Dim Çayı ve Dim Vadisi yer alır. Çevrede yaşayan insanlara Dim'li denilmektedir. Bu nedenle de mağaraya Dim Mağarası adı verilmiştir. Dim Mağarası'nın toplam uzunluğu 410 m. yatay ve yarıkuru mağara sınıfındadır. 360 metrelik bölümü ziyarete açıktır. Dört ana salondamağaranın gezi yolları boyunca en şahane değişken olup 10–15 m dir. Günümüzde tavandan yer yer su damlamaları ve dolayısı ile makarna sarkıtlar oluşmaktadır. Mağara, elektrik ile aydınlatılmaktadır. Ayrıca şehir elektriğinin kesilmesi durumuna karşı jeneratör de bulunmaktadır. Mağara içi sıcaklığı yıl içinde sabit olup, 18 C derecedir. Mağara içinde küçük havuzlar ve son bölümde 200 m2 yüzeyli, 2 metre derinlinde bir göl vardır ‎.Dim Mağarası İşletmesi 24 Ekim 2002 Tarihinde Uluslararası Turizme açık Mağaralar birliği ’nin “International Show Caves Association” (ISCA) üyeliğine kabul edilmiştir. Dim Mağarası, Türkiye’de özel teşebbüs tarafından turizme açılıp işletilen ilk mağaradır.

Dim Çayı:



Dim Çayı: Özellikle yaz aylarında Alanya'ya gelipte kavurucu şehir sıcağından kaçıp dim çayında buz gibi suyun içinde balık yemek bambaşka bir keyif. Alanya ilçesi sınırlarında yer alan, merkezden 6 kilometre uzaklıktaki çay.
  Toroslardan doğan çay yaklaşık 60 kilometrelik bir seyir izler. Bu seyrin son kısımlarına doğru Alanya ilçesinin turizminin hizmetine başlar. Yaz kış soğuk olan suyu özellikle yazın Akdeniz'in bunaltıcı sıcağından kaçmak isteyenler için ideal bir mekân teşkil eder. Paralel giden yola açılan pek çok lokanta ve çay bahçesi vardır. Ana yola yaklaşık 7-8 kilometre uzaklıktaki regülatörden sonra da bu lokantalar devam eder. Buradaki lokantaların ve piknik alanlarının bir bakıma ortak özelliği çay içine atılmış masalardır. Ancak mevcut baraj inşaatı nedeni ile çayın turistik amaçlı kullanımı gün be gün azalmaktadır. Çayın daha üst kısımları ise Rafting amaçlı kullanılmaktadır.D.S.İ tarafından çay üzerine sulama, içme suyu ve enerji amaçlı baraj inşa edilmiştir.

Sapadere Kanyonu:



Sapadere kanyonu, Alanya'nın, Sapadere köyünde yer alan Karstik oluşumlu kanyondur. Köyede adını veren Sapadere'nin oluşturduğu kanyonun uzunluğu 360 m, yüksekliği 400 m'dir. Kanyonun oluşumunda Kireçtaşı bloklarının kimyasal ayrışması etkilidir.Sapaderenin kanyondan çıktığı noktada, kanyonun tabanı çoşkun akan dere tarafından kapatılmıştır. İç kısımlara geçmek için yan duvarlara demir çubuklarla doğaya uyumlu 350 m uzunluğunda tahta köprü inşa edilmiştir. Altta akan suyun üzerinden geçtikten sonra kanyonun sonunda Şelale yer alır.Şelalenin döküldüğü yerde suları oldukca soğuk olan dev kazanı (doğal havuz) oluşmuştur.Yaz mevsiminde bu doğal havuzun soğuk sularında yüzülmektedir.
Yakın zamana kadar sadece çevre halkın bildiği kanyon, yerel yönetimlerin yaptığı tanıtım çalışmalarıyla turist çekmeye başlamıştır. Kanyon girişinde gelen misafirlerin temel ihtiyaçlarının karşılanabileceği yeme-içme mekanları vardır. Kanyonun uzaklığı Alanya'ya 44 km, Antalya'ya 179 km'dir.Antalya-Mersin yolu üzerinde Alanya'yı 24 km geçtikten sonra Demirtaş beldesine gelinir.Demirtaş beldesinden asfalt yol ile Sapadere köyüne gidilebilir.